23 Şubat 2021 Salı

PES6 için Yüz yapımı Türkçe Anlatım

Yüz yapmaya heveslendiğimde Türkçe kaynak bulmakta epeyce zorlandım ve kendi öğrendiklerimi birleştirip buradan paylaşarak başka yüz yapmak isteyen oyunculara kaynak sağlamak istedim. Öncelikle bilgisayarınızda tabi ki kitserver’a sahip PES6’nın kurulu olması gerekli. Bu oyuna yeni yüzler yapabilmeniz için Blender(bendeki 2.67a sürümü) ve Photoshop programlarını indirip bilgisayarınıza yükleyin. Blender programı kurulduktan sonra programın dosyalarında küçük bir değişiklik yaparak blender’ı Pes’teki yüzlere göre uyumlu hale getireceğiz. Bu değişikliğin nasıl yapılacağı ve indirmeniz gereken dosyalar alttaki videoda ve onun açıklamasında mevcut(linki kopyalayıp youtube'a gidin) https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=kphqOiW1bEk&fbclid=IwAR2tCrkLebdYhDbvVn8H4lqrjjtxbzq6nEQNTCPLnhnVbWWTd1rZ3a2lz-E&ab_channel=Alexis Yüz modelleme işini hızlandırmak için iyi bir altlık seçmeniz önemli. Eğer internette, yapmak istediğiniz futbolcunun ten rengine ve saç modeline benzer bir oyuncu yüzüne rastlarsanız onu indirip işe başlayabilirsiniz. HD olarak hazırlanmış yüzleri indirmenizi tavsiye ederim. Bir yüz dosyasının HD olup olmadığını anlamak için indirdiğinizde içinden çıkan yüze ait PNG dosyasının(maskeye benzer yayvan bir kafa) kulakları olup olmadığına bakmanız yeterli. Kulaklar ve dişler varsa HD bir yüz indirmişsinizdir.(Ben Welinton yüzü yapmak için Punisher’ın yaptığı Maxence yüzünü altlık olarak kullanacağım çünkü adam benziyor).
Şimdi bilgisayarınızda dağınık olmaması için bir klasör açıp dosya adına çalışacağımız futbolcunun ismini verelim. Bu klasörün içerisine yeni üç klasör daha ekleyelim. Bunlar; face, hair ve jpg olsun. Face ve hair klasörlerine indirdiğiniz örnek yüze ait face ve hair dosyalarını atın. *Önemli: Aynı yüze ait bin dosyası ve png dosyası aynı klasörde olmalı. Yine aynı saça ait bin dosyası ve png dosyası da yine aynı hair dosyasında olmalı. Yani PNG farklı yerde bin farklı yerde olursa sorun yaşarsınız.
Hatta dosyanın adını değiştirip kendi yapacağınız oyuncunun adını yazın ki karışmasın, ben Welinton yaptım. Ama unutmayın "bin ve png" her iki dosya için de aynı adı yapacaksınız.
Şimdi jpg klasörümüzü doldurmak için internette biraz gezinme zamanı. Google görseller, oyuncunun instagram hesabı, twitter’da paylaşılan medyalar… oyuncunun adını yazarak arama yapabileceğiniz çok yer var. Burda önemli olan tam ön profilden ve tam yan profilden, doğru ışıkta çekilmiş net fotoğraflar bulmak. Bulduğunuz kaliteli fotoğrafları jpg klasörüne kaydedin. Görseller hazırsa artık photoshopta kaplama dosyamızı işlemeye geçebiliriz. Face klasöründeki PNG dosyasını photoshopta açalım. Yeni bir layer açıp göz ağız ve burun kısımlarını renkli bir şekilde işaretleyelim.
Daha sonra jpg klasörüne gelip ön profilden çekilmiş olan fotoğrafı photoshopta açalım ve yanlarda kulak hizasını üstten saça kadar olan kısmı ve alttan da çeneye kadar olan yüzeyi kapsayacak şekilde seçip kopyalayalım.
Kopyaladığımız yüzü önceden açtığımız PNG’de renkli layer’ımızın altına yapıştıralım. Bu renkli işaretleri kullanarak yüzü doğru yerine oturtmaya çalışacağız.
Orta kısımda işimiz bitince aynı işlemi yüzün yan kısımları için bulduğumuz diğer fotoğraflarla devam ettirelim. Ne kadar iyi detaylar bulursak o kadar gerçekçi bir sonuç ortaya çıkacağı için yanak, sakal, yüzdeki çizgiler… hepsini dahil etmeye çalışalım. Altlıktaki ten rengi ile eklediğimiz fotoğrafın ten rengi arasında ton farkı olacaktır. Photoshoptaki renk ayarlama yöntemlerini kullanarak fotoğrafı arka plana daha uyumlu hale getirelim ve fotoğrafın sınır çizgilerini silgi yardımıyla yumuşatalım.
Maskemiz bitince tabiki göz ve ağıza çizdiğimiz layer’a gerek kalmayacağı için onu kapatarak son halini png olarak kaydedelim. PNG dosyamızın ve bin dosyamızın aynı isimli olması gerektiğini unutmayın. Artık Blender’da çalışmaya geçebiliriz. Blender kısayolunu sağ tıklayarak yönetici olarak çalıştır’ı seçmemiz gerekli aksi halde program hata verecektir. Daha sonra ekranın en sağında Game menüsünden PES6’yı seçeceğiz. Daha sonra hemen altta bulunan "face bin file" menüsünde klasör simgesini tıklayıp face bin dosyamızı bilgisayardan bulup "accept"i tıklıyoruz.
Hemen ardından import face seçeneğini tıklayınca yukardakine benzer bik ekran gelmeli. Düzenleme yapmamıza imkan verecek noktaları aktifleştirmek için önce klavyenizde "tab" tuşuna basın. Önce tüm noktalar seçilmiş yani turuncu renkte görünecektir. Klavyeden "A" ya basarsanız bu görünüm normale döner çünkü seçim iptal edilir. Blender'da çalışacağımız ortam iki ekranlı bir sisteme sahip. Sağ tarafı harita sol tarafı üç boyutlu yer küre gibi düşünebilirsiniz. Düzenlemeye ekranın sağından yani haritadan başlıyoruz. Bu ekranda ağız köşesi fotoğraftaki ağızla, gözler gözlerle... çakışsın diye, noktaları seçerek fotoğraftaki doğru yerlerine taşıyacağız. Bu seçimi yaparken klavyede "B" ye basın, yanlış seçerseniz "A" ile iptal edin. Taşıma işlemini de fare ile yapacaksınız. B'yi kullanarak seçim yapma işini alışkanlık haline getirmezseniz modelleme kısmında takılabilirsiniz.
Haritadaki düzenleme bitince soldaki modelimiz nispeten daha düzgün hale gelecektir ama hala üzerinde çalışılması gerekli altta da gördüğünüz gibi. Sonraki adımımız ekranın sol tarafında olacak.
Yukarıda işaret ettiğim yerdeki +'ya tıklayın ekranın ortasına yeni bir menü gelecek. Bu menünün altlarına doğru Background images seçeneğini göreceksiniz. Onu işaretleyip üçgen kısmına tıklayarak içine girin. Add Image düğmesi gelecektir ona tıklayın. Bu defa da altta "Open" düğmesi gelecek, onu da tıklayıp bilgisayarınızda önceden oluşturduğumuz jpg klasörünü bulun ve futbolcuya ait ön profil resmini seçin.
Yukarda altını çizdiğim X-Y-size ile ilgili ayarları değiştirerek fotoğrafla modeli çakıştırmaya çalışın. Bunu yaparken referans noktanız futbolcunun boyun ve kafa birleşim arasındaki nokta olmalı. Boyun birleşim hizasındaki noktalarımız sabit kalmalı aksi taktirde final ürünümüzün boynunda bazı aksaklıklar oluşabilir. Sonraki adım yine fotoğrafa göre noktaları birleştirme işi. Bu defa üç boyutlu bir modele taşıma yapsak da mantık aynı. B ile seçim yap. Fare ile taşı. A ile seçimi iptal et. Gözler, burun, ağız... hepsi için ayarlama yapın.
Bu işlem bitince modelimiz önden benzer bir hale geldi artık yan profile geçebiliriz.
Bu aşamada Blender'da işinize yarayacak bazı klavye kısayollarını söylemem gerekli. NumPad'de 1 ön profilden bakmanızı, 3 sağ profilden bakmanızı, 7 tepeden bakmanızı sağlar. Aynı şekilde Ctrl ile birlikte bu numaralara bastığınızda 180 derece ters açıdan bakarsınız. Yani 3 sağ profilden bakmanızı sağlarken, ctrl+3'de sol profilden bakmanızı sağlar. (Bir de eğer bu açılardan birinden bakmıyorsak arkaplan resmini göremeyiz) Şimdi 3'e basalım alttakine benzer bir ekran gelmeli.
Ön profilde yaptığımız işi tekrarlayacağız ama tabi göz simgesini kapatarak eklediğimiz ilk arkaplan resmini kapatalım. Add Image'e tekrar tıklayalım. Yine open'a basalım ve bu defa futbolcunun yan profilden çekilmiş fotoğrafını açalım. Aynı nokta taşıma işlemlerini bu açıda da yaptığımızda model hemen hemen hazır duruma gelecektir.
Yüz dosyamız hazır. En sağda "Hair bin file" yazan menüde klasör simgesine basıp hair dosyamızı da aynı yüz için yaptıklarımızı yaparak açalım. Bu menünün aktif olması için modeldeki noktaların kapalı olması gerekli. Bu noktaları açıp kapatma işini klavyede"Tab" ile yapıyoruz.
Birleşim noktalarının kafayı saracak şekilde olmasına dikkat ederek saç dosyasını modelle örtüştürelim.
Yaptıklarımızı kaydetmek için sağdaki menüden "export hair" ve "export face" düğmelerine basmamız gerekli.
Ve yüz dosyamız hazır şimdi oyuna ekleyip keyfini çıkarma vakti. İyi şanslar dilerim.

20 Mayıs 2014 Salı

Biraz Ufak At

Minyatür at yapımı için malzemeler:
Aleminyum folyo, plastik yapıştırıcı, guaj boya, 0.1 uçlu rapido, çınar ağacı kozalağı, yapıştırıcı, sprey vernik.

Aşamalar;


1)Aleminyum folyo olarak çikolata ambalajı kullanabilirsiniz. Sonuçta çok büyük bir parçaya ihtiyacınız olmayacak. Önce düzeltip şekil vermeye müsait hale getirin.


2)At yapmanız şart değil. Şeklini vermek istediğiniz şeyin fiziğine göre aleminyum folyonun gerekli kısımlarını yırtabilirsiniz. Ben ata bir ayağı havada dengede tutma pozu verdirmek için biraz çaba harcadım.


3)Plastik yapıştırıcıyı bir kürdan ya da benzer bir nesne yardımıyla yavaşça folyoya sürün, aleminyum folyonun şeklinin bozulmamasına dikkat edin. İlk süreceğiniz kat çok düzgün olmayabilir, öncelikli amaç ince bir plastik tabaka oluşturmak. 45 dakika içerisinde kurumuş hale gelecektir.


4)Kuruyan plastik yapıştırıcı yüzeyindeki prüzleri düzeltmek için ikinci katı sürün, bu defa atın kas yapısı daha çok düşünülerek gerekli yere daha fazla yapıştırıcı kullanın. İki adımda yapmak kolaylık sağlayacak, yan yatırıp önce sağ taraf, sonra sağ kısım kuruyunca diğer yana çevirip sol taraf şekillendirilirse etrafa fazla yapıştırıcı bulaştırmadan iş tamamlanmış olur.


5)İkinci plastik katman da donduğunda isteğe göre renklendirme yapın. (Ben elimde guaj boya olduğu için onu kullandım ki aslında plastikle çok da uyum sağlamadı verniklenene kadar.) Burun kısmı ve altta kalan yerlerine pembe tonda açık renkler sürebilirsiniz.



6)Saç ve kuyruk kısımları için farklı malzeme de bulabilirsiniz, benim için bulması kolay olduğu için çınar kozalağının tüylerini kullandım. (nisan mayıs aylarında tohumlar yeni olgunlaşıp tüylü görünüm alıyor) Kahverenginden biraz daha açık bir renk istediğim için tüylere de beyaz guaj boya sürüp bir süre bekledim. Boya tüyleri birbirine yapışmasını da sağladığı için çalışmamı kolaylaştırdı, kullanırken tüyler dağılmadı. Gerektiği kadarını makasla kesip uhuyla heykelin üzerine yapıştırdım. (uhuyu sürerken yine kürdan kullanmanızı tavsiye ederim)


7)İnce uçlu rapido kaleminizle göz ve toynakları çizin. Açık alanda ince bir tabaka sprey vernik sıkıp kurumasını bekleyin. Bu kadar...
(polimer hamurla da benzer işler mümkün ancak bulması daha kolay malzemelerle fırın kullanmadan yapmak isteyenler için bu yol daha cazip gelebilir.)

20 Şubat 2013 Çarşamba

Oscar Goes to Asker


Sırf kelime oyunu yapmak için yazmadım başlığı. Askerim yaklaşık 1 ay sonra. Ama halen şaka gibi. Aynaya bakınca hiç askere benzetemiyorum kendimi. Saçlar uzun, sakal, bıyık, kılık, kıyafet... dahası bunların ötesinde kafamın içinde de hiç asker gibi değilim. Kalem tutmaya alıştırdığım işaret parmağım tetiğe dokunmadı ki hiç. Kısa dönem çıksa bile 5 ay boyunca doyasıya internete girememek düşüncesi bile bir an duraksamama yeterli. Korkum yok, askerlik de bir lgs, bir öss, bir kpss gibi görünüyor. Herkes nasıl yapıyorsa ben de yaparım bu da geçer deyip dizginleyebiliyorum şimdilik yeşil üniformaların heyecanını.

Ne kadar yular ya da dizgin tutturabildim sansam da ya bir daha fırsatım olmazsa dediğim onca şey var. Hani askerde ölme ihtimali de var tabiki ama ölürsem diye de değil. Askerden gelen insanları görüyorum, suyundan mı ekmeğinden mi bilinmez, çok kolay rutine bağlayıveriyorlar hayatı. Eskiden ilgi uyandıran konulara karşı daha duyarsız kalma daha sakinleşme hali. Boş vermişlik değil tam tersine gereğinden fazla ciddiyet bu. Tabi bir de askerlik de bittiğine göre kurulu bir düzenin olsun kalıbında olmakla ilgili. Öyle geliyor ki önümüzdeki atamalarda bir yerlerde memur olacağım. Çevremdeki hemen herkesi içine çekmiş olan bu rutinlik girdabı beni de çekmeye başlayacak askerlik sonrasında memurlukla beraber.

O zaman uzak kalacağım bir sürü şeyden. Sevdiğim tüm dizileri kaçıracağım, geç yatıp geç kalkamayacağım, buraya girip yazı yazamayacağım, tuttuğum takımın maç sonuçlarından haberim olmayacak, yeni çıkan ürünleri takip edemeyeceğim, facebooktaki hiçbir komik paylaşımı beğenemeyeceğim ya da uzunca bir süre hiç film izleyemeyeceğim mesela... diyerek birkaç gündür filme verdim kendimi. Sanki ilaç kullanır gibi bir sabah tok karnına bir de gece yatmadan önce film izliyorum. 2014 oscar törenlerinde hayatta kalırsam, gece erken yatmak, sabah erken kalkıp traş olup işe gitmek zorunda olan bir devlet memuru olmak düşüncesi, bu sene Oscar jürisinde ben varmışım gibi filmleri izleyip kıyas yapar etti beni. Yaklaşık 30 gün sonraki askerlik yüzünden 3 gün sonraki ödül töreninin meraklısı oldum.
Tek özleyeceğim şey sinema, internet, televizyon ya da geç saatlere kadar oturmak olmayacak muhtemelen ama geri kalanlar da zaten arada bir özlenmek için var sanırım.

11 Aralık 2012 Salı

Şirince'ye not...

Nasılsa Şirince'de kıyamet kopmayacakmış ve bir miktar insan orda hayatta kalacakmış. Medeniyeti yeniden kuracak olan bu topluluktan birileri er ya da geç bu yazıyı okur diye umarak onlara ricalarımı bu yazıyla iletmek istiyorum.
Tamam göktaşını bir şekilde atlatıp hayatta kaldın diyelim, bundan sonra artık daha dikkatli olman gerek. Büyük felaketi atlattı da sonra başını kapıya çarpıp öldü deyip arkandan dalga geçerler yoksa. Nasılsa eninde sonunda öleceksin, fiyakalı bir ölüm bulmalısın kendine.
Medeniyeti yeniden kurarken yeni dünya düzeninde mümkünse petrolden vaz geç. Çevreye duyarlı davran. Hoş geriye çevre de kalmayacak ama olsun. Göktaşı kalıntılarına duyarlı ol. Kirletme felaket artıklarını. Kıyamet bu bir defa kopuyor. Kıymetini bil.
Zaten bir avuç insansınız, koca dünya size kalacak. Zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bozuk sisteme geri dönme. Bürokratik yavaşlatmalarla, kadrolaşmalarla, adam kayırıp yolsuz ihalelerden kar elde etmelerle, orman arazilerini satışa çıkarıp doğayı paraya çevirip yok etme politikalarına yaklaşma. Biz baktık gördük sonu kıyamet.
Sonuçta bugüne kadar sürekli Mayalılar'ın söylediklerine göre yaşadık ya kehanetlerinin doğruluğuna inanmak gerek. Düşük bir ihtimal de olsa kehanet tutmazsa bu filmin senaryosu doğru olma ihtimali yüksek demektir: Geceliğine 1000TL ödediğin hesaplar için geçmiş olsun. Şirince'ye selamlar.

27 Mayıs 2012 Pazar

NARI NARI NARI NARI NAAA!

Cümleten geçmiş olsun. Bir eurovision daha oldu bitti. Umarım bitmiştir de yarın öbür gün Digi-türk kalkıp da yeni sistem çıkardık, İsveç 5 puan önde başlayacak tekrar oylama yapıyoruz demez. Can Bonomo gitmeden önce çok fazla şey söylendi. Gerek soyadıyla, gerek yeterince popüler olmamasıyla ve hatta etnik kökeniyle ilgili. Bu yarışma askerlik gibi, oraya gitmeden önce rahat rahat her yerde gırgırını yapan şarkıcılar Eurovision yükünün altına girdikten sonra, birer amca birer teyze edasına bürünüyor. Hatta sonrasında nerdeyse şarkı söylemeyecek kadar ağırlaşıyorlar. Allah muhafaza Yüksekten düşen Sadakat grupları komple yok olabiliyor. Hoş o kalitede ürün çıkaracaklarsa yok olsunlar sorun değil de ötekiler... Manga, Athena, Mor ve Ötesi Eurovisiondan sonra bariz şekilde durgunlaştı. Üniversite festivallerine daha az gider oldular, uzun süre albüm yapmadılar. Sibel Tüzün ta Dominik Cumhuriyetine Survivor adasına çekildi, daha ne olsun... Zaten Bonomo da açıklama yapmıştı "Eğer başarılı olamazsam Bakü'de kalırım burda ortam çok güzel" diye. Orda bir kooperatife girip memur hayatına başlarsa kimse şaşırmasın.
Tamam sistem adaletsiz işlese de Bonomo kötü de değildi neden sonuç böyle oldu diye çok fazla düşünmeye gerek yok. Artık kabul edelim; koskoca Avrupa'da, Can Bonomo "Haydeee!" diye bağırınca, içinden kalkıp göbek atmak isteyen tek millet biziz. O yüzden ötekiler neden oy versin? Seneye Atiye mi Emre Aydın mı diye boşu boşuna kendimizi de yormayalım. Esas mesele komşuların birbirlerini kollaması durumu. Şarkıyla sahne performansıyla zaman harcayacağımıza, bir yıl içinde Avrupa'nın orta yerlerinden -hatta mümkünse Liechestein, Estonya gibi ufak devletlerden olsun ki çok dikkat çekmeyelim- alabildiğimiz kadar arsa alalım. Avrupa'da sınır komşumuz olan ülke sayısı artsın. Bakın görün çok faydası olacak puanlamada.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

TEDBİR

Aslında hep var olan, ama son zamanlarda yaralama ve ölüm olayları dolayısıyla haber bültenlerinde varlık gösterdiği için daha fazla duyulan, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet konusunda artık tedbirler alınsın da herkes rahat etsin diye beklerken bakanlık genelgesini yayınladı. Bakanlık derken mecburiyetten bakanlık diye ifade ediyorum. Bu kelime yerine daha yerinde olabilecek başka bir çok sıfat seçebilirdim, çünkü bakan olarak bahsi geçen Recep Akdağ. Hani görme engelli vatandaş gayet sakin ve edepli bir şekilde "Bakanım şartlarımız iyi değil düzeltilmesini istiyoruz" dediğinde; "Gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz çalışıyorsun" diyen ve bu durumdan dolayı özürlü vatandaşlarımıza karşı hiç bir özür dileme gereği duymayan bakan.
Bakanımızın ailesine tavsiyem, bir süre çizgifilm izlemesini yasaklasınalar. Muhtemelen çok televizyon izlemiş olmalı ki, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete sözde tedbir olarak; çalışanların kaçış yollarının belirlenmesi, daha çok güvenlik kamerası takılması gibi komik maddeler koymuş. Umarım birileri bakana çıkıp da; "Kamera suçu önlemez, suç işlendikten sonra suçluyu teşhise yardım eder. Kaçış yolları yangın ve benzeri afetlerde son çare olarak seçilir ama onun öncesinde ihtiyaç duyulmaması için bir sürü önleyici tedbir alınır." diye söyler. Görünen o ki, bakanın tüm millete bakış açısı halen görme engelli vatandaşımıza karşı tutumuyla aynı. Ne kadar saçma işler yapsak da nasılsa görmüyorlar, yola devam...

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Al Sana LaLiga

YAPMAYIN ÇOCUKLAR, BU DAKİKALARDA DEĞİL!
Yayılmışım kanepeye, internette surf yaparken bir yandan da kulağım televizyonda. Dijital uyduda NtvSpor kanalı açık. Dijital dediysem normal çanak işte, digi turk'müş d-smart'mış hiç biri değil. Dolayısıyla Bundes Liga, La liga, Serie a, Premier Lig, TSL, hepsini izlemek haram bu uydudan. En fazla Acun'un kumda oynadığı survivor maçlarını izleyebiliyorum ki onda bile bariz şike var belli. Neyse esas mevzu ben televizyona sırtım dönük internette takılırken rehavete kapılıp spikerin heyecanlı anlatımına kaptırıverdim kendimi. "Evet sevgili seyirciler Laliga'da şampiyonun maçındayız. Christiana Ronaldo, Alonso, Mesut az sonra sahne alacak..." bilmemne diye gaz vererek girdi anlatmaya. İyi bari adamlar nasılsa şampiyon ikinci yarı şov yaparlar diye hayallere kapıldım. Keşke o hayallerle yetinip de orda kalsaydım da işte insanoğlu tamahkar değil ki. Spiker susmayınca heralde şifre de yok iyi bari izliycez mis gibi maçı derken sessizlik oldu. Ses gitti. Dönüp bakmadım bir süre. Neyse ki o süre içinde odada benden başka kimse yoktu, içeri anamız bacımız girmedi. Maçı izleyememenin verdiği sıkıntı yetmezmiş gibi bir de arkama dönünce bu manzara karşıladı beni. Durmuş öyle donmuş kalmış görüntü şifre girince. NtvSpor mahsus mu yapıyosun, niyetin ne. Bir saniye sonra ya da önce kesemez miydin yayını. Gözlerimiz Kaladzeyi ararken Maladzeyi buldu. Yapmayın çocuklar, bu dakikalarda değil...